Sayın Balat:

“JEOTERMAL KAYNAKLARI CANIMIZ GİBİ KORUMALIYIZ”

ENERJİ FUARCILIK VE ORGANİZASYON’UN HER YIL FARKLI BİR İLDE HAZIRLADIĞI, BU SENE GAZİANTEP’TE DÜZENLENEN 5. TÜRKİYE ENERJİ ZİRVESİ’NDE ULUSLARARASI JEOTERMAL BİRLİĞİ BAŞKANI VE MB HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM BALAT KONUŞMACI OLARAK YER ALDI.

Her yıl Anadolu’nun farklı illerinde düzenlenen Türkiye Enerji Zirvesi’nin 5’incisi bu yıl Gaziantep’te düzenlendi. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açılışını yaptığı zirvede Türkiye enerji sektörünün güncel ve önemli konuları masaya yatırıldı.

Zirvenin “ Yerel Girişimcilerin Enerji Piyasasından Beklentileri” konu başlığı altındaki oturumunda EPDK Kurul Üyesi Abdullah Tancan moderatörlüğünde; Uluslararası Jeotermal Birliği Başkanı ve MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Balat, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık ve Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Şimşek konuşmacı olarak yer aldılar.

BALAT; “JEOTERMAL TÜRKİYE’NİN GÖĞSÜNE ASTIĞI PIRLANTADIR. ”
Türkiye’de ki ilk özel Jeotermal Enerji Santralini kurma unvanına sahip olan MB Holding Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Uluslararası Jeotermal Birliği Başkanı Muharrem Balat konuşmasında jeotermal yatırımlarına nasıl başladığını ve Türkiye’nin jeotermalde ki son durumunu aktardı.

Balat; “ Jeotermal enerji, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde en ideal olanıdır. Jeotermal petrolden de, doğalgazdan da, kömürden de kıymetli bir kaynaktır. Çünkü bu kaynakların yenilenebilir vasfı vardır. Örneğin, bir kuyudan petrol çekersiniz bir müddet sonra o kuyudaki potansiyel biterse kuyu kapanır.  

Kömür kısmında da ise kazarsınız kömür havzası bitebilir. Ama jeotermal enerjide kaynağı dikkatli kullanırsak yenilenebilir vasfı hiçbir zaman kaybolmaz. Bu kadar önemli bir kaynağımızı korumak için de jeotermal bölgelerin çok büyük bir titizlikle tespit edilmesi lazım. Jeotermal bölgelerden alınan suyun,  re-enjekte edilerek geri dönüşümü sağlanması gerekir. Eğer bu şartlar sağlanmazsa jeotermal alanlar belli bir zaman sonra kaybolacak ve Türkiye’nin çok kıymetli enerji kaynağı yok olacaktır. Bunun için ben diyorum ki jeotermal enerji Türkiye’nin göğsüne astığı bir pırlanta gibidir. Çok dikkatli kullanılması ve çok titiz davranılması lazımdır” dedi. 

“TÜRKİYE’DE 1.000 MWe’LIK BİR JEOTERMAL POTANSİTELİ VAR”
Enerji sektörüne 2000 yılında girdiklerini ifade eden Muharrem Balat; “ Bir ihaleye girmek için Aydın tarafına seyahat etmiştim. Orada bir arkadaşım burada sıcak suyun çıktığını ve üzerine vana kapatıldığını anlattı. Bunu biraz inceleyince gördük ki burada 170C0 su çıkıyor.

Daha sonraki araştırmalarımızdan buralarda elektrik enerjisi üretebileceğimizi tespit ettik. Fakat özel sektörün o dönem elektrik enerjisi üretmesine devletçe izin verilmiyordu. Yalnızca organize sanayi bölgelerinde sadece kendi tesislerinde kullanırsan üretme iznin vardı. İşte bu yüzden Özal hükümetine ve AK Parti hükümetine çok şey borçluyuz. Özel sektörün önünü açma fırsatı verdiler. 2006 yılında jeotermal yasası çıkarılınca da özel sektör ilgisini jeotermal enerjiye aktardı” diye konuştu.
Türkiye’nin ilk özel sektör jeotermal tesisi Dora-1’i kuran Balat; “Türkiye’de özel sektörün ilk defa açtığı Dora-1 santrali 8,5 MWe gücündeyken şuan Türkiye’de 1000 MWe yakın potansiyel ortaya çıktı. Türkiye’de hâlihazırda 341 MWe enerji üretiliyor ve 347 MWe‘lık enerji üretimi çalışmaları da mevcut ve hazır. Bunlar ülkemiz için çok sevindirici gelişmeler. Unutmadan şunu da eklemeliyim ki jeotermal alanların önemli bir vasfı daha var.  Türkiye, jeotermal enerji potansiyelini kullanırsa döviz çıktısını büyük ölçüde önleyecek devamlı bir kaynak elde etmiş olacaktır” dedi.

“ÇEVRE BİLİNCİNİN ARTTIRILMASI YÖNÜNDE YOĞUN ÇABA HARCAMAKTAYIZ”
Uluslararası Enerji Birliği Başkanı Muharrem Balat konuşmasına; “ Böylesine bir kaynağı korumak adeta bir vatan borcudur bizler için. MTA’da jeotermal konusunda çok büyük gayret sarf ediyor. Jeotermal alanların bazı önemli şartlara uygun olarak pay edilmesi ve parsellenmesi buna göre sanayicilere pay edilmesi konusunda büyük bir titizlikle çalışıyorlar. Maalesef ilk sıralarda bunun önemini kavrayamadık. Amerika’daki sahalara geçen sene bir gezi düzenlediğimizde gördük ki 1000 MWe’lık enerji üreten bölgenin yeniden re-enjeksiyon yapılmama nedeniyle üretimi 200 MWe’a kadar düşmüş. Türkiye’de böyle bir olayla karşılaşmak istemiyoruz. Bu güzel kaynağı canımız gibi korumalıyız” diye devam etti.

Balat;  “ MB Holding olarak jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretim faaliyeti yanında, ülkemizin jeotermal kaynaklarını ortaya çıkarmaktayız. Ekonomik ve çevresel anlamda enerji verimliliğini artıran ileri teknolojileri santrallerimizde kullanmakta olup, ülkemizin baz enerji arz güvenliğini sağlamak üzere yatırımları ile büyümeye devam etmekteyiz. Faaliyette bulunduğumuz bölgelerde ekonomik ve toplumsal gelişimin yanı sıra çevre bilincinin arttırılması yönünde de yoğun çaba harcamaktayız. “diyerek sözlerine son verdi.
Oturum konuşmacılara teşekkür plaketi verilmesi ile son buldu.

MB Grup Şirketleri

MB Holding, bünyesinde barındırdığı 10'u aşkın şirket ve markaları ile inşaat, sanayi, giyim, gıda, enerji, günlük kullanım eşyaları vb. sektöründe faaliyetini tüm hızıyla sürdürmektedir...